Kolon Kanseri
Kolon Kanseri Hakkında Genel Bilgiler
Kolon, sindirim sistemimizin bir parçası olan kalın bağırsakların Latince genel adıdır. Kalın bağırsağın ilk 1,5-2 metresine kolon, son 15-20 cm’sine ise rektum ve anal kanal denir. Anal kanal, anüste (kalın bağırsağın vücut dışına açılan bölümü) sonlanır. Sindirim sistemi, yemeklerdeki besinlerin (vitaminler, mineraller, karbonhidratlar, yağlar, proteinler ve su) sindirilmesi, gerekli besin ve enerjinin emilmesi ve atık maddelerin vücuttan atılması ile ilgilenen organ sistemidir. Sindirim sistemi, yemek borusu (özofagus), mide, ince ve kalın bağırsaklardan oluşur.
Kolon kanserleri bir polip zemininde gelişir. Normalde her gün milyonlarca kalın bağırsak hücresi görevini tamamlayıp ölür ve dışkı ile dışarı atılır. Bu hücrelerin yerine yeni hücreler yerleşir. Genetik veya çevresel faktörlerden dolayı bu hücrelerin genetik yapılarında değişiklik olması sonucu hücrelerin normal yaşam döngüsünde bozulma olur. Böylece yeni oluşan, büyüyüp gelişen ve çoğalan hücreler zamanı gelince ölmesi gerekirken ölmezler ve anormal şekilli hücreler şeklinde çoğalmaya devam ederler. Bulundukları kalın bağırsak bölümünde küçük bir polip (hiperplastik ve adenomatöz polipler) olarak belirip büyürler. Daha sonra genetik değişiklikten dolayı oluşan kanser yapıcı genler sayesinde adenomatöz polipler bulundukları organı istila ederek kanser oluştururlar ve diğer organları da çeşitli yollarla istila ederler.
Yaş ve hastanın hikayesi, kolon kanseri gelişmesinde etkili rol oynar.
Hastalığa yakalanma oranını artıran her şeye risk faktörü denir. Ancak risk faktörüne sahip olmak kanser olacağınız anlamına gelmez; ayrıca risk faktörüne sahip olmamak da kanser olmayacağınız anlamına gelmez. Kolon kanserlerinin yaklaşık %10-15 kadarı genetik geçişle (ailesel yatkınlık) görülür. Geri kalan ve en sık sebep ise çevresel faktörler veya bilinmeyen nedenlerdir. En çok 50 yaşından sonra görülür. Bu nedenle kolon kanserinde erken tanı için tarama yapılması gerekmektedir. Aşağıdaki risk faktörleri sizde mevcut ise veya herhangi bir risk faktörünüz yoksa ve aşağıdaki kanser şüphesi içeren şikayetlerden muzdaripseniz mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Kolon kanseri için risk faktörleri:
- 50 yaş ve üzeri olmak
- Ailede kolon ve rektum kanseri hikayesi olması
- Kişinin kendisinde kolon, rektum, over, endometrium ve meme kanseri hikayesi olması
- Kolonda daha önce saptanan polip hikayesi olması
- Ülseratif kolit (kalın bağırsağın içerisindeki ülserler) ya da Crohn hastalığı hikayesi
- Bazı kalıtsal durumlar: ailesel adenomatöz polipozis (FAP) ve herediter nonpolipozis kolorektal kanser (HNPCC; Lynch sendromu)
- Kolondaki polipler. Poliplerin bazıları saplı bazıları sapsız olabilir. Küçük resimde saplı bir polip gösterilmektedir.
Kanser şüphesi içeren şikayetler:
Aşağıdaki şikayetler çok basit rahatsızlıklardan da kaynaklanıyor olabilir. Ancak kolon kanseri de benzer şikayetlere neden olduğundan mutlaka doktorunuza danışmalısınız;
- Bağırsak hareketlerinde değişiklik
- Dışkıda kan (parlak kırmızı ya da siyah)
- İshal, kabızlık ya da bağırsakta doluluk hissi (tamamen boşalamama hissi)
- Normalden daha ince olan dışkılar
- Sıkça olan gaz ağrıları, şişkinlik, doluluk hissi ya da kramplar
- Sebebi bilinmeyen kilo kaybı
- Çok yorgun hissetmek
- Kusma
Kolon kanseri tanısı için yapılması gereken testler:
Aşağıdaki test ve prosedürler uygulanabilir:
- Muayene ve hasta hikayesi: Genel sağlık durumu muayenesi ve kişinin alışkanlıkları, daha önce geçirdiği hastalıklar ve tedavileri incelenir. Anorektal muayene yapılır.
- Kolonoskopi: Kolonoskopi, kalın bağırsakların iç yüzeyinin bir teleskop ile görüntülenerek alınan görüntülerin videoya kaydedilmesi işlemidir. Bu işlem ile aynı zamanda biyopsiler (doku örneği) alınabilir, polipler çıkarılabilir, kanamalara müdahale edilebilir ve hatta erken dönem kolon kanserleri tedavi edilebilir. Alınan örnekler ve polipler, detaylı analiz ve kesin tanı için patoloji laboratuvarına incelemeye gönderilir. Kolonoskopi işlemi sırasında kalın bağırsaklar gaz ile şişirilir. Sedasyon yapıldığı ve işlem sonunda gaz geri alındığı için kişinin uyandığında herhangi bir problemi olmaz.
- Sanal Kolonoskopi: Bilgisayarlı tomografinin seri halde kolonun resimlerini çekmesi işlemidir. Bir bilgisayar, bu çekilen detaylı resimleri bir araya getirerek kolondaki polipleri ve normal olmayan bölümleri gösterir. Bu teste aynı zamanda BT kolongrafi de denilebilir. Avantajları arasında invaziv bir işlem olmaması varken, biyopsi alınamaması, herhangi bir patoloji varlığında kolonoskopiye gerek duyulması ve küçük patolojileri gözden kaçırabilmesi gibi dezavantajları da vardır.
Prognozu (iyileşme şansı, hastalığın gidişatı) etkileyen kesin faktörler ve tedavi seçenekleri:
Prognoz aşağıdakilere göre değişebilir:
- Kanserin evresi (kanser sadece kolonun iç yüzeyi ile sınırlı olması, bütün kolonu sarması ya da vücudun diğer bölümlerine ilerlemesine göre prognoz etkilenir)
- Kanserin kolonu tıkaması ya da delik oluşturması
- Kanserin tekrarlaması
- Hastanın genel sağlık durumu
Tedavi seçenekleri aşağıdakilere göre değişiklik gösterebilir:
- Kanserin evresi
- Kanserin tekrarlaması
- Hastanın genel durumu
Kolon kanseri tanısı konduktan sonra yapılan testler, kanser hücrelerinin kolon içinde ya da vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını anlamak için yapılır. Kanserin kolon içinde ya da vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını anlamak için yapılan işlemlere (proces) evreleme denir. Evreleme aşamasında elde edilen bilgiler hastalığın evresini belirler. Hastalığın evresini bilmek tedaviyi planlayabilmek için önemlidir. Evreleme aşamasında aşağıdaki testler (tetkikler) kullanılabilir:
- Akciğer grafisi ve karın ultrasonografisi
- Göğüs ve karın tomografisi (BT, CT scan veya CAT scan): Vücut içindeki bölümlerin detaylı olarak ve farklı açılardan resimlendirilmesi işlemidir. Organları ve dokuları daha iyi görebilmek için kişiye kontrast madde enjekte edilebilir.
- Karsinoembriyonik antijen (CEA): Kandaki CEA seviyesini ölçen bir testtir. CEA, kana hem normal hem de kanser hücrelerinden karışır. Kan CEA düzeyi kolon kanseri tanısı koymak için değil, tedavi sonrası takipte kullanılır.
- MR (manyetik rezonans): Mıknatıs, radyo dalgaları ve bilgisayar vasıtası ile kolonun detaylı resimleri çekilen bir işlemdir. Gadolinyum denen bir madde hastaya enjekte edilir ve bu enjekte edilen madde kanser hücreleri etrafında toplanır ve resimlerde daha parlak bir görüntü oluşturur.
- FDG-PET: Vücuda radyoaktif işaretli glukoz enjekte edilerek tomografi çekilir. Kanser hücrelerinin metabolik aktivitesi normal hücrelerden daha yüksek olduğu için kanser hücreleri glukozu daha çok tutarlar. Bu sayede kanser bölgesi ve metastazlar daha çok radyoaktif glukoz tutar ve tomografide görünürler.
Kanser üç şekilde vücuda yayılır:
- Dokular ile: Kanser etrafındaki normal dokuyu işgal eder.
- Lenf sistemi ile: Kanser lenf sistemine ulaşır ve lenf damarları yolu
- Kan yolu ile: Kanser, kan damarlarını işgal eder ve damarlar yolu ile vücuda yayılır.
Kanser hücreleri primer tümörden ayrılıp, lenf veya kan yolu ile vücudun diğer bölümlerine ilerlediği zaman, ulaştığı organ veya dokuda da bir tümör oluşturabilir. Bu aşamaya metastaz denir. İkincil (metastatik) tümör, primer tümörle aynı tip kanserdir. Örnek olarak; bir meme kanseri kemiğe yayılırsa, kemikte bulunan kanser hücreleri aslında meme kanseri hücreleridir. Hastalık ise metastatik meme kanseridir, kemik kanseri değildir.
Kolon kanserinde aşağıdaki evreler kullanılır:
Kolon kanseri Evre 0’dan Evre IV’e ilerlerken, kanser hücreleri büyüyerek kolon duvarından ve lenf nodlarından diğer organlara yayılır.
Evreleme işlemi ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve ayrıca ameliyat sonrasındaki patoloji sonucuna göre yapılır.
Ameliyat öncesi yapılan muayene ve tetkiklerle kanserin hangi organlarla ilişkisi olduğu ve karaciğer, akciğer, lenf nodları gibi yapıların durumu değerlendirilir.
Ameliyat sırasında çevre organlarla ilişki, peritona yayılım ve lenf nodlarının durumları daha objektif olarak değerlendirilir.
Kesin tanı ve kesin evreleme ameliyat sonrasındaki patolojik inceleme sonucu ile birlikte yapılır.
Evre 0 (Karsinoma in Situ)
Evre 0’da, anormal hücreler kolonun en iç kısmında bulunur. Bu anormal hücreler kansere dönüşebilir ve yanındaki normal hücrelere yayılabilir. Evre 0 aynı zamanda karsinoma in situ olarak da adlandırılır.
Evre I
Evre I’de, kanser oluşmuştur ve kanser hücreleri kolonun iç duvarı içine ilerlemiştir. Tümör kolon duvarı boyunca henüz ilerlememiştir. Evre I kolon kanseri, bazen Dukes A kolon kanseri olarak da adlandırılabilir.
Evre II
Evre II kolon kanseri, Evre IIA ve Evre IIB olarak ikiye ayrılır.
- Evre IIA: Kanser, kolonun orta tabakadaki dokularının ilerisine yayılmış ya da kolonun veya rektumun etrafındaki dokulara yayılmıştır. Lenf nodu tutulumu yoktur.
- Evre IIB: Kanser, kolon duvarının ilerisine, yakın organlara ve/veya peritona yayılmıştır. Lenf nodu tutulumu yoktur.
Evre II kolon kanseri bazen, Dukes B kolon kanseri olarak da adlandırılabilir.
Evre III
Evre III kolon kanseri, Evre IIIA, Evre IIIB, Evre IIIC olarak ayrılır.
- Evre IIIA: Kanser, kolonun en iç dokusundan kolon duvarı orta tabakasına kadar ve en çok 3 lenf noduna yayılmıştır.
- Evre IIIB: Kanser en yakındaki en fazla 3 lenf noduna ve kolon duvarının orta doku tabakasının ilerisine veya kolon ve rektum civarı dokulara veya kolon duvarından komşu organlara periton ile veya periton içerisinden yayılmıştır.
- Evre IIIC: Kanser yakındaki 4 veya daha fazla lenf noduna ve kolon duvarının orta doku tabakasının ilerisine veya kolon ve rektum civarı dokulara veya peritona veya periton içerisinden yakındaki organlara yayılmıştır.
Evre III kanser bazen Dukes C kolon kanseri olarak da adlandırılabilir.
Evre IV
Evre IV’te kanser, yakındaki lenf nodlarına ve vücudun diğer organlarına yayılmış olabilir, örneğin karaciğer veya akciğere. Evre IV kolon kanseri bazen Dukes D kolon kanseri olarak da adlandırılabilir.
Kolon Kanseri Tedavisi
Kolon kanserinin tedavisi bir ekip işidir. Bu ekip onkolog (medikal ve radyasyon onkoloğu), genel cerrah, anestezist, radyolog ve patolog’tan oluşur. Hastanın genel durumuna göre dahiliye, kardiyoloji, göğüs hastalıkları veya enfeksiyon hastalıkları uzmanları da ekibe dahil olurlar. Bu ekipteki doktorların sürekli birlikte çalışıyor olması tedavide başarıyı artıran en önemli faktörlerdendir. Kolon kanserinde, her türlü kanser çeşidinde olduğu gibi, ekibin direktörünün onkolog olması gereklidir. Cerrahi, kanser tedavisinin sadece bir parçasıdır, ancak en önemli parçasıdır. Cerrahiden önce ve sonra hastanın, tüm hayatı boyunca, onkolog ve gerektiğinde de cerrah tarafından takip edilmesi gerekmektedir. Bazı durumlarda (örn. rektum kanserinde) ameliyat öncesi kemoterapi gerekebileceği gibi cerrahiye uygun olmayan kanserlerde de uzun süre hastanın kemoterapi alması gerekebilmektedir.
Cerrahi (kanseri operasyon ile vücuttan çıkarma) kolon kanserinde tedavinin en önemli parçasıdır. Cerrahi tedavinin şekli kanserin evresine ve bulunduğu bölgeye göre değişir. Cerrahi tedavi; endoskopik, laparoskopik veya açık cerrahi şeklinde yapılabilir.
Endoskopik Lokal Eksizyon: Kanser çok erken bir evrede ise, doktor kanseri karın duvarınızı açmadan endoskopik olarak çıkarabilir. Kolonoskopi ile anüsten girilerek çıkarılabilir, eğer kanser bir polipte bulunuyorsa buna polipektomi denir.
Rezeksiyon: Eğer kanser lokal eksizyona uygun değilse, kısmi kolektomi uygulanabilir (kanseri ve kanser etrafındaki bir miktar sağlıklı dokuyu da birlikte çıkarmak), daha sonra da anastomoz uygulanır (kolonun sağlıklı parçalarını bir araya getirerek dikme işlemi). Bu işlem sırasında kolon etrafındaki lenf nodları da çıkarılır. Çıkarılan parçaların tümü detaylı analiz için patoloji laboratuvarına gönderilir.
Rezeksiyon ve Kolostomi: Eğer kolonun iki ucu birbirine dikmek (anastomoz) için uygun değilse, vücut artıklarını dışarıya almak için barsağın üst ucu karın ön duvarına ağızlaştırılıp (kolostomi, stoma) torba takılır. Bu durum ameliyatın şekline göre kalıcı veya geçici olabilir. Kolostomi bazen sadece alt kolon iyileşene kadar gereklidir, daha sonra tekrar geriye çevrilebilir. Bazı durumlarda da (alt rektum kanserlerinde) yapılan anastomozun kaçak olmadan iyileşmesini emniyet altına almak için ince barsak geçici olarak karın ön duvarına ağızlaştırılabilir (ileostomi). Eğer bütün alt kolonun alınması gerekiyorsa o zaman kolostomi kalıcı olabilir.
Palyatif Cerrahi: Ameliyata uygun olmayıp, aldığı onkolojik tedavi sırasında gelişen veya gelişebilecek komplikasyonları önlemek amacı ile yapılan, hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik cerrahi girişimlerdir. Tümöre bağlı barsak tıkanıklıklarında kolostomi açılması veya stent takılması, kanamalarda yapılan girişimler, kemoterapi sırasında tümöre bağlı barsak delinmelerinde yapılan girişimler bunlara örnek olarak verilebilir.